douglas kellner / michael ryan
the exorcist'te film boyunca baş belası bir velet gibi davranan genç kız, şeytan çıkarma ayininin sonunda yatakta ayartıcı bir kadın pozunda oturur ve karras onu, ağlayıp yalvararak yeniden uslu bir küçük kıza dönüşene kadar döver. özellikle son sahne bu noktanın altını çizer niteliktedir. regan yeniden tatlı ve itaatkar bir kız olmuş, masumiyetini geri kazanmıştır. rahiplerden birine gülümser, bakışları rahibin yakalığına kayar, aniden rahibi öper ve kaçarak uzaklaşır. bütün bunlar, babaerkil otoriteye sadakatle teslim olmanın kusursuz bir örneğidir. önceleri o kadar bağımsız ve haddini bilmez olan chris de toparlanmış, yola gelmiştir; artık yeniden şefkatli bir anne olmaya hazırdır. böylece her ikisi de "normal" rollerine dönmüştür; feminizmin ve bağımsız kadın cinselliğinin ruhu def edilmiştir.
the exorcist ve daha sonraki şeytani komplo filmlerinde kendisini gösteren metafizik kötümserlik, o dönemde yavaş yavaş güçlenmeye başlayan evangelist köktendinci hristiyanlık gibi gerici güçlerin dünya görüşünü yeniden üretir. bu filmde yapıldığı gibi evangelizmde de şeytan sık sık feministlere, komünistlere, eşcinsellere ve tek eşli çoğalmanın kutsal düzenini tehdit eden her türlü gerçek toplumsal gruba yansıtılır.