öldükleri zaman da tersine yarışırlar
bir gülüşün var ayakta kötü elbet
burcuvalıklarında bir dudak gül gibi
bütün ellerinin sokakları aşktır senin
çiçek. çiçek satıcılığıyla başlamışım serüvenlerime. iplere dizili
çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. ama nasıl da büyülüymüşüm
o zamanlar, bir pericik yüzünden bakılamazmış. boş arsaları
vardır yaz gecelerinde hafifsi malta hummalarının
kış gecelerinde de sonsuz beberuhili sanrıların harabeleri.
sonra taştan geçit. elli yaşlarında bir cadının çekmecesinde yaşıyorum
çivilenmiş. -gerçekten, yaşıyor muyum acaba? mevsimin ne
olduğu bilinmiyor ve ben pek üşüyorum. gibi u.
ay; gecikmiş ağı, yosun yeşili bir canavar. ilerlemiş gece
kanatsız yarasalar, ıslanmış silahlar. devrilmiş bir tramvay
caddede. bunlar, kargınmış bir ilkyazın simgeleri. büyük uçurtmamı
çalmışlar deliliğimden, mor gözlü çocuk ölüsü bir pazar
onu bulamıyorum
ah karpuzun içindeki kesmece delikanlım istanbul
yüreğini utanarak saklıyor ve çürümüş çiçek kokuyorsun
geceleri, aydan, evlere girilemiyordu