18.05.2018

sağcı zihniyet

uğur mumcu

demokratik bir toplum için en büyük tehlike yolsuzluklara, karanlık cinayetlere ve haksızlıklara karşı kamuoyunun duyarlılığını yitirmesidir. yaşadığımız olaylar, demokrasimiz için bir utanç sayfasının kanlı satırlarıdır. unutmayalım ki bazı insanlar cinayetlere, haksızlıklara ve yolsuzluklara susarak da katılmış olurlar.

her ülkede, her dönemde, ayrıcalıklı kesimlerin "bekçi köpeği" olmaya alışık "eşkıya" bulunur. bunlar, karanlık merkezlerden emir alıp arı kovanlarına çomak sokanları ısırmaya çalışırlar.

çağdışı politikacıların kör belleklerine şu gerçeği bir türlü sokamadık: sosyal olaylar birer "zabıta vakası" değildir. toplum içindeki çatışmalar, bu toplumun temellerini oluşturan ekonomik ve siyasal temellerden doğmaktadır. olaylara sadece ceza yasası penceresinden bakıp "onu da atın içeri. bunu da atın içeri. öbürünün sesini kesin!" gibi "zabıta tedbirleri" ile halkın uyanışını önleyebilmiş bir iktidarı, dünya tarihi şimdiye kadar kaydetmemiştir. insanların beyinlerinde ve yüreklerinde oluşan bilinç ve duygu nehirleri, yüzyıllardır karanlık köprüleri fırlatıp atmakta ve çağımız aydınlık aşamasına doğru akmaktadır.

düşünceler, tehlikeli ve tehlikesiz diye ikiye ayrılmaz; aşırı olan ve aşırı olmayan düşünce ayrımı da hiçbir açıklık sağlamaz. düşünceler, ancak yanlış düşünce, doğru düşünce diye ikiye ayrılabilir. bu düşüncelerin yanlışlığı ve doğruluğuna da özgür bir toplumda ancak halk karar verebilir.

ideolojik maksat.. aşırı cereyan.. tehlikeli düşünce.. fikir suçu.. bunlar hep, ülkede emekçiden yana bir düzen isteyenler için kullanılmıştır. siz hiç sağcılıktan yargılanan bir fikir suçu gördünüz mü? görmemişsinizdir; çünkü ideolojiden yoksun olmak, fikirden de yoksun olmak demektir.

"milli birlik ve beraberlik ruhu", sağcı politikacıların kullana kullana eskitemedikleri bir kalkan gibidir. türkiye'de "milli birlik ve beraberlik ruhu", sağcı iktidarların, başta ulusal güvenlik olmak üzere ülkenin birçok sorununun halkın gözleri önünde tartışılmasını önlemek için başvurdukları bir demagoji silahıdır.

ismet inönü: bir memlekette namus erbabı en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça gerçek kurtuluş yoktur.

olağanüstü dönemde türk soluna kan kusturmuş olanların birer ikişer banka yönetim kurullarına, umumi mağazalara, özel şirketlere bol ücretle oturmaları kapitalizmin gereğidir. hepsi de aşırı akımlara karşıdır. hepsi de son bağımsız türk devletinin komünistlerin ellerine geçmemesi için kanlarının son damlasına kadar savaşmaya hazırdırlar. hepsi de marksistlerin kafalarının ezilmesi konusunda milli birlik ve beraberlik ruhu içindedir. hepsi de demokrasiye bağlıdır. onların hep birlikte korudukları, bizlerin ise değiştirmek istediğimiz düzen budur işte.