nietzsche
"dostlar, dost diye bir şey yoktur!" evet, dostlar vardır ama onları seninle buluşturan şey onların senin hakkındaki hataları ve yanılgılarıdır ve onlar senin dostun olarak kalabilmek için sessiz kalmayı öğrenmiş olmalıdırlar; çünkü böylesi insani ilişkiler hemen hemen her zaman birkaç şeyin asla söylenmemesine, hatta ve hatta, o birkaç şeye hiç dokunulmamasına bağlıdır; fakat bu çakıl taşları bir kez yuvarlanmaya başladı mı, dostluk da onları arkadan izler ve paramparça olur. en yakın dostlarının kendileri hakkında bildikleri asıl şeyleri öğrendiklerinde, ölümcül bir yara almayacak insan var mıdır? kendimizi tanıdıkça ve kendi yapımızı fikirlerin ve ruh hallerinin değişen bir alanı olarak görüp böylece bir parça kendini küçümsemeyi öğrendikçe, bir kez daha kendimiz ile diğer insanlar arasında bir denge sağlamış oluruz. her bir tanıdığımıza, hatta aralarında en önemli olanlara bile, oldukça az saygı göstermemiz için pek çok neden olduğu doğrudur ama bu duyguyu kendimize yöneltmemiz için de bir o kadar çok neden vardır. öyleyse, birbirimize tahammül edelim; zira kendimize tahammül ediyoruz ve galiba biri günün birinde şöyle dediğinde daha sevinçli bir ana ulaşacaktır:
"dostlar, dost diye bir şey yoktur." diye haykırdı ölmekte olan bilge;
"düşmanlar, düşman diye biri yoktur." diye haykırıyorum ben, yaşayan aptal.