albert camus
delilikten ya da kuşkudan dolayı kendini öldüren insanlar çekecekleri acıyı düşünmezler. ama kendini akılsal nedenlerden dolayı öldüren biri, çekeceği acıyı ister istemez düşünür.
insanlar yaşamak için bir neden olduğuna inanırlar. oysa yoktur, onun için özgürüz. ha ölmek ha yaşamak, fark etmez.
insan, hayatı sevdiği için, hayat güzel olduğu için ölümden korkar, hepsi bu. oysa yaşam güzel değildir, öbür dünya da yoktur. tanrı ise ölmeden önceki korku ve acının doğurduğu bir hayalettir. özgür olması için acının, korkunun üstesinden gelmeli insan, kendisi öldürmeli. böylece tanrı diye bir şey kalmaz artık, insan da özgürlüğüne kavuşur. ve tarih ikiye ayrılır: gorilden tanrının yıkılmasına, tanrının yıkılmasından..
korkuyu yenmek için kendini öldüren insan, tanrıdır o anda.
öldüren ya da öldürmek isteyen ya da birisini öldürtmek isteyen bir insanda ölme özlemi vardır genellikle. ölümle kol koladır.
çarmıha gerilenin hakkı için, onun hayduda ne söylediğini hatırlıyor musun? "bugün ikimiz de cennette olacağız." gün biter, ikisi de ölür. ama ne cennet vardır ne de yeniden diriliş. yine de yeryüzüne gelmiş en büyük insan oydu. onsuz yeryüzü her şeyiyle boş bir çılgınlıktan başka bir şey değildir. öyle olsun! doğa yasasının kendisi böyle bir insanı korumadıysa, onu yalanla yaşamaya ve bir yalan uğruna ölüme zorladıysa, o zaman baştan başa bir yalandır bu dünya. ne diye yaşamalı?
güçlüyüm. susarak tokat yemeye, bir cinayetin üstesinden gelmeye, en düşük sapıklıklar içinde yaşamaya, kendi yıkımımı açıkça ortaya koymaya yetti gücüm. hepsinden tiksiniyorum. her şeyi yapabilirim, sonsuz bir gücüm var; ama bu gücü nereye yönelteceğimi bilemiyorum. her şey yabancı bana.