kierkegaard
sıradan yaşamda şeyleri ve kişileri oldukça bencil nedenlerle terk ederiz. ancak bu 'kayıpların' tamamen bencil yapıda olmayan projeler yararına yapılmış özveriler olduğunu söyleyerek hava atarız.
horace: komşunun evi yandığı zaman, bu senin meselendir.
"eğer aranızdan biri kendini bu çağın ölçülerine göre bilge sanıyorsa, bilge olmak için 'akılsız' olsun." (i. korintliler)
insanlar yaygın olarak nehirleri ve dağları, yeni yıldızları, parlak kuşları, garip balıkları, grotesk insan örneklerini görmek için dünyanın her yerini gezerler; varoluş karşısında bir hayvanca bir sersemliğe düşerek ağzı açık kalırlar ve bir şeyler gördüklerini düşünürler.
insan yığınları fani üzüntü ve zevkin cesaretsizleştirdiği yaşamları yaşarlar.
derin ruhlar asla kendilerini unutmazlar ve olduklarından başka bir şey haline asla gelmezler.
nicolas boileau: bir aptal daima kendisine hayran olacak daha aptal birini bulur.
euripides: kişinin ağlamasına izin verilen yalınlık düzeyinde doğmak ne kadar büyük şans!
"biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini; hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa benim öğrencim olamaz." (luka 14:26)
sürüden ayrılanlar ve serseri dehalar iman adamı olamazlar.
estetiğin bütün düşündüğü, sevgililerin birbirlerine kavuşmasıdır; geriye kalanları önemsemez. keşke bundan sonra olanları görebilseydi! ancak onun buna zamanı yoktur; çoktan bir başka çifti birleştirmek için hazırlanmıştır bile. estetik, bilimlerin en vefasızıdır. onu gerçekten seven herkes bir biçimde mutsuz olacaktır; onu hiç sevmemiş olanlar da mutsuz olacak ve bir pecus (öküz ya da mankafa) olarak kalacaktır.
longus: kesinlikle hiç kimse aşktan tamamen kaçamaz ve hiç kimse güzellik ve onu görecek göz olduğu sürece bunu hiç yapamaz.
"biraz çılgınlığı olmayan hiçbir büyük deha yoktur."
herakleitos: kimse aynı nehirden iki kez geçemez.