kendisine cezasızlık ve herkesçe bilinmeme imkanı tanındığında haksızlık yapmaktan çekinecek çok az insan bulunur.
adaletten yoksun olan hiçbir şey ahlaken doğru olamaz.
adaletsizliğin iki türü vardır; biri zarar verenlerin, diğeri ise başkalarına haksızlık yapılmasına mani olabilecekken bunu yapmayanların adaletsizliğidir.
iki tür uzlaşmazlık vardır: biri tartışmayla ilerler, diğeri kaba kuvvetle; biri insana özgüdür, diğeri vahşilere; insan ancak ilkini kullanamadığında ikincisine sığınmalıdır.
hiçbir şey hemen sakinleşmekten ve affedici olmaktan daha övgüye değer, asil ve saygın bir kişi için daha değerli değildir.
yaptığın her şeyde ve her planda istikrarı korumaktan daha doğru hiçbir şey yoktur.
yaşamda ahlaken doğru olan her şey yükümlülüğün yerine getirilmesinden, yanlış olan her şey ise yine yükümlülüğün es geçilmesinden kaynaklanır.
her doğru dört kaynaktan doğar; bunlardan birincisi bilgi, ikincisi topluluk bilinci, üçüncüsü ruh yüceliği, dördüncüsü ise ölçülülüktür.
hiçbir şey zenginliği sevmekten daha fazla alçak ve küçük bir ruha özgü değildir.
bilgi uğraşından yoksun olan insan, yeryüzünde neyin övgüye değer olduğunu da bilemez.
themistocles'e kızını fakir ama dürüst bir adamla mı, yoksa zengin ama hiç de iyi anılmayan bir adamla mı evlendirmek isteyeceği sorulduğunda demiştir ki: "ben parasız adamı, adamsız paraya tercih ederim."
hiçbir şey iyi yaradılıştaki benzerlikten daha sevimli ve daha sıkı bir bağlayıcı değildir.
ahlaki doğruluğun gücü, yarar görüntüsünü karanlıkta bırakacak kadar büyüktür.
korkunun baskısını hisseden hiçbir büyük güç uzun ömürlü olamaz.