andre gide
her yıl bahçeme kavuşunca aynı aksilikle karşılaşıyorum; en az yetişen cins ve türlerin yok olması. darwin'e karşı koyan nietzsche'nin dediği gibi, alelade ve değersizlerin zaferi, başarılı oluşların silinmesi. orta değerde, hatta ortanın altında olan tiplerin, önüne geçilmez bir hakimiyeti. nietzsche şunu da söylüyordu: üstün gelen mutlu tesadüfler seçkin türler değil, ama soysuzlaşmaya yüz tutan türlerdir. daha ileride: tabiat, talihi yaver olanlara karşı amansızdır; gösterişsiz, orta ve aşağı çapta olanları gözetir, korur ve sever. bu sonuncuların verimlilik ve sürekliliği büyük olur. halbuki birincilerde çarçabuk yok olmak, sayısı azalmak tehlikesi artar.
kedim bir kuş yakalar yerse, bu hep, serçe yerine bir ötleğendir.
çiçekler de nefis, nadir olduğu kadar güç elde edilir.
bir mucize, korularımıza fevkalade bir orkide bağışlasa, derhal onu koparmak, soldurmak için yüz el uzanır; zümrüdüanka göklerimizde görünecek olsa bütün tüfekler omuzlanıp ona çevrilir, sonra da bunların pek az olduğuna şaşarız.