isteğinin böceğidir yanıp sönen gözlerinde
koşulmamış hayvanları dört döner göğsünün
bekleyerek bizi binlerce kapının ötesinde
çek arabacım çek yüreğimin dağ kokusu
zamanın bakışı didikliyor kayayı bak
ağacımın kökündeki düş pınarı hadi gidelim
yağmurumun küsen sarmaşığı
sonramın bıçağı, yalnızlığımın martısız günü
yanımızda açan suyun ölümsüz gelgitisin sen
ben balık gibi kokarım can çekişen
sen mercandan adalarının altına bağlarsın beni
deniz gibi bıçağımla iplerimi keserim ben
sen dudaklarının sokağında kovalarsın beni
sarmaşıklarla örtülü duvarından atlarım ben
sen bir kök olursun ben anlamsız bir ek
bitiştik mi dillenir insanların yüreği sevgiden
dil, emek, ateş.. işte bizim üçlümüz budur
devrilen geceden sabaha, sessiz mazgalına geleceğin
doğumun kabuğundan, ölümün çekirdeğine değin
yok başka su, başka toprak
suyun gözlerini örtüyorum işlemeli buğunla senin
göğün yıldız örtüsünü sarıyorum göğsüne