françois rabelais
theleme tekkesi'nde insanların bütün hayatları yasalara, tüzüklere veya kurallara göre değil, kendi serbest iradelerine ve keyiflerine göre düzenlenmişti. canları istediği zaman yataklarından kalkar, içlerinden geldiği zaman yer içer, çalışır, uyurlardı; onları kimse uyandırmaz, kimse içmeye, yemeye ya da başka bir şey yapmaya zorlamazdı. düzenlerinde yalnız şu kural vardı:
"istediğini yap"
çünkü özgür, soylu, iyi yetişmiş, kibar çevrede yaşayan insanların yaradılıştan içlerinde öyle bir içgüdü ve itki vardır ki, onları her zaman erdemli davranmaya ve kötülükten uzaklaşmaya zorlar: onur dedikleri de budur. aynı insanlar aşağılık baskılar ve zorlamalarla ezilip boyunduruk altına alınırlarsa, kendilerini açık yürekle erdeme yöneltmiş olan o soylu duyguya başvurur ve bunu kölelik ve boyunduruğu atmak, kırmak için kullanırlar; çünkü bizler hep yasaklanan işlere girişir ve bizden esirgenen şeylere göz dikeriz.
bu özgürlük içinde, bir tek kişinin hoşuna giden şeyleri yapmakta birbirleriyle övülesi bir yarışmaya girerlerdi. aralarında bir erkek ya da bir kadın "içelim" dedi mi hepsi içer, "oynayalım" dedi mi hepsi oynar; "kırlarda gezmeye çıkalım." dedi mi hepsi birden çıkardı. kuşlarla veya köpeklerle ava çıkarlarken, güzel rahvan kısraklara veya alay atlarına binen kadınlar, yumdukları zarif eldivenli ellerinin üstünde bir atmaca, bir doğan veya bir bozdoğan, erkeklerse başka kuşlar tutarlardı.
hepsi öylesine soyluca eğitilmişlerdi ki, içlerinde okumayı, yazmayı, türkü söylemeyi, ahenkli çalgılar çalmayı, beş altı dil konuşmayı ve bu dillerde şiir veya düzyazı yazmayı bilmeyen hiçbir kadın ve erkek yoktu. oradaki erkekler kadar yiğit, nazik, gerek at üstünde gerek yaya iken böylesine becerikli, canlı, kımıl kımıl, her türlü silahı kullanmakta usta şövalye görülmemiştir; tekkedeki kadınlar kadar temiz, ince yapılı, şirin, eli her türlü dikiş nakışa, hür kadınlara yakışır işlere yatkın kadın görülmemiştir.
bunun içindir ki, erkeklerden biri ana babasının isteği üzerine veya herhangi başka bir nedenden ötürü tekkeden ayrılmak isteyince, beraberinde kadınlardan birini, kendisini şövalye olarak seçen bir kadını götürür ve onunla evlenirdi ve theleme'de birbirlerine bağlı olarak ve dostluk içinde yaşamışlarsa, bu hayatı evlilikte daha da iyi sürdürürlerdi; birbirlerini, hayatlarının sonlarında bile evliliklerinin ilk günündeki kadar severlerdi.