kimdi o kedi, zamanın
eşyayı örseleyen korkusunda
eğerek kuşları yemlerine
bana ve suçlarıma dolanan
gök kaçınca üzerimizden ve
yıldız dengi çözüldüğünde
neydi yaklaşan
yanan yatağından aslanlar geçirmiş
ve gömütünün kapağı hep açık olana
yedi tül ardında yazgı uşağı
görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o
ve bağlanmıştır körler
örümcek salyası kablolarla birbirine
sevişirken
iskeletin sevincini aklın yangınına
döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla
yine de, o, zaman kedisi
pençesi ensemde, üzünç kemiğimden
çekerken beni kendi göğüne
bir kahkaha bölüyor dokusunu
düşler marketinin
uyanıyorum küstah sözcüklerle
ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben