turan dursun
hafız'la hatun, kars'ın kağızman ilçesinin bir köyünde birlikte büyümüşlerdi. büyüdükten sonra da hafız'ın "gözü düşmüştü" hatun'a. ama hatun'u elde edememişti. karşılaşmışlardı birçok kez. hele bir keresinde:
"kız hatın, kürd'ün kızı! kız niye bana gelmirsin?"
"kala kala sana mı kaldım fırtıklı celal?"
"senin çatalına korum ha!"
"şimdi sana gösteririm itin eniği!"
gerçekten de göstermişti. büyükçe bir taş aldı eline. kaçan oğlanın ardına düştü. o kaçtı, bu kovaladı. çıldırmış gibi kaçan, bir yandan da "çatalını çatalını" diyerek sesini yükselten oğlan birden kapaklandı o hızla. yüzüstü çok kötü düşmüştü. arkası üstüne döndü ama toparlayamadı kendini. hatun yetişti. hemen atlayıp çıktı üstüne. ağzına doğru ayırdığı bacaklarını yaklaştırdı ve "işte gör çatalımı fırtıklı!" diyerek culladı (sidikledi). "korkusuz zeyneb karı"nın kızı olduğunu kanıtlarcasına. zeyneb karı, erkekler bile korkusundan "evinde hamur teknisine abdestini ederken" kışın çıkardı dışarı, sopayla ya da tüfekle "kurt" kovalardı. celali kürtlerindendi. sonra hep birlikte sivas'a gittiler.