ziya osman saba
bu vakitsiz giden yaz, erken inen akşamla
kapanmış panjurlara dayayarak başını
dinle solgun bahçenin kalbe anlattığını
ağacın yaprak yaprak, havuzun damla damla
kuşlar sanki yaralı. benzin sararmış gamla
duymak güneşin, rengin bizi bıraktığını
günler günü vefasız leyleklerin akını
-ah uzak palmiyeler.. kaçmak, seninle, yazla
çardak altları bitti, bitti üzümün tadı
artık ihtiyar çamlar, selviler saltanatı
işte bir kere daha harap oldu bahçeler
ürperen vücudunu yavaşça koluma ver
gözlerinde okunan bütün hüznü eylülün
karanlıktan, geceden, ölümden korkan gönlün