nilgün marmara
introduction
olmak kış konuklarından bu yeryüzünün ve beklemek. güzün utancımızı örttüğümüz yapraklarımızı düşürdük karşılıklı, kış çırılçıplak geçti -örtünülmesi gerek bir dahaki güze dek- geri dönmüyor yapraklar yerine, kapanmıyor yaralar, açık her şey bu üzüntü bedeninde, yeniden var olduğunu mu sanmalıyız yaprakların? bir ansıma penceresi asla diye yanıtlar; arzusu kış çıplaklığıdır, uzlaşmacı örtünme değil, yalın bir şimdilenmesidir üşümenin. utanç sıcaklığı değil hiçbir zaman.
allegro
kendinden başka her neni geri iten ve titreten öz; oluş doğrusu, çemberin içkinliği. saydam yankılanışlarla sunar düşürtücü sevincin ateşini. ak bedeni kuştüyünün yeniden ve yine her konmayışı toprağa, uçucu teması onun suyla, geri dönüşü bir gökkuşağına. karanlık ruhu özlemin, ışıltı yükledikçe o densiz din bölgesine, ay dansı acının yayılır geçmişten sonsuza doğru. incecik uluyarak ince çağrısı yaralı köpeğin, kıpırtısız göl ve çevresi ve dönen mandala gözle gök arasında. sular sular sular. kızıl, mor, kahverengi, yeşil, mavi, kalın ağır sular. biriktirilen artmayan akış. nurdan çehresi yağmurun, kasnağın tepinişi kendi bağnaz çevriminde, çekilişi bir o yandan bu öbür yana yalnızlık ısrarıyla. una.. una.. e una çığlığıyla o olanın o olmayanı yadsımasından dağılan yaş bağışıyla. sürdürülen canevi yıkımı, sis, buhur ve ıslaklık yemini. bu bir içim su tığıyla, işlediği dantellerle sonlunun çukurunu sonsuzla dolduran kayra yükü.
coşku külü, ben yangınından sonra doymuş inancın kanıtı.