lidia yuknavitch
"havva'nın kızlarına, ki onlar erkeklere aşkın ne şehvet düşkünlüğü ne de kösnüllüğün kutsallığı satın alışı; ancak ve ancak yeryüzü cennetinin en yüce ve en kutsal bölgelerinde yaşayan bir coşku olduğunu; onu erdemin en büyük ödülüne, dehanın en görkemli fethine, insani gelişimin birincil gücüne dönüştürebileceklerini öğretebilecek olanlardır." (paolo mantegazza)
"ve aşk: dehanın en görkemli fethi. insani gelişimin birincil gücü." kitabı kapayıp göğsümün üstünde tutuyorum. havva'nın kızları. süper. bu benim işte. havva'nın yılana kanan bir salak olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. bence havva belalı bir tipti. adem'e ne yapacağını o göstermişti ve o olmasa adem budak deliklerini, keçilerin poposunu, vantuz balıklarını falan yoklayacaktı. havva olmasa, var ya. adem elinde malafatıyla ortalarda dolaşacaktı. havva'nın kızları. süper grup ismi olur.
insanların bilmediği bir kız dinginliği vardır. bir ergen kız durağanlığı. kıpırtısız bir huzur. başka bir yerden değil kendi içimizden gelir ve sadece birkaç yıl sürer. henüz bir kadın olmamaktan gelen bir şey. özgürce akar ve görünmezdir. "benim ergen kızım" dediğiniz fırtınanın merkezidir. oradayken hakkımızda düşündüğünüz salakça şeylerin hiçbiri bizi rahatsız edemez. seslerimiz yağmur gibidir. sakinizdir. huzurlu. bir daha asla sahip olamayacağımız kadar kusursuz saçlarımız ve tenimizle. havva'nın kızları.
on dört, on beş, on altı, on yedi. bunlar önemli yaşlardır. herkes bunun ergenlik çağı olduğunu düşünür -gerçek hayata geçiş dönemi olduğunu- ama bundan daha fazlasıdır. bazen bütün hayatınızı bu yıllarda yaşarsınız ve sonraki hayatınız aynı hikayenin farklı karakterlerle tekrarlanışıdır sadece.