3.01.2015

insan

robert musil

okyanusları ve kıtaları oyun oynarcasına aşan modern ruh için hiçbir şey, bir sonraki köşeyi dönünce karşılaşılabilecek ruhlarla bağlantı kurmak kadar olanaksız değil.

insanların birlikte yaşayışları öylesine yaygınlaşıp yoğunlaşmış ve ilişkiler de öylesine birbirine karışmıştır ki, artık hiçbir göz, hiçbir irade büyükçe mesafelere uzanamamaktadır ve her insan kendi en dar işlev çevresinin dışında başkalarının vesayetine muhtaçtır; kapıkulu zihniyeti hiçbir zaman şimdi, yani her şeyin kendi elinde olduğu zamanki kadar kısıtlı olmamıştır. birey, istesin ya da istemesin, ses çıkartmamak zorundadır ve eylemsizdir.

insanlar eskiden bugüne oranla daha rahat bir vicdanla kişi olurlardı. eskiden insanlar saman saplarına benzerlerdi. bugün ise sorumluluğun ağırlık noktası insanda değil, bağlamlarda yatıyor.

insanoğlunun iç dünyasındaki kuraklık, ayrıntıda kılı kırk yarmaktan, genelde ise umursamazlıktan oluşma o korkunç karışım, insanlığın bir ayrıntılar çölündeki korkunç terk edilmişliği, tedirginliği, kötülüğü, yüreğe değgin eşsiz umursamazlığı, para hırsı, soğukluğu ve zorbalığı gibi zamanımızı belirleyen özellikler..

bu cehennemin en derin noktasında, artık bireyin bilincine varamadığı bir biçimde ve bir koninin sivrisi gibi, idealizmin aczinin şeytani bir tutumla görmezlikten gelinmesi yatmaktadır; bu tutum, zamanımızda yalnızca yozlaşmış insanın değil; fakat en güçlü insanın da bir özelliğidir.

hakiki insan sadece eylemde bulunan insandır. içimizde bunun dışında bulunan, asla hakiki diye bilinemez, asla yeterince belirgin biçimde algılanamaz.