doris lessing
bu dünyada hiçbir şey yeni değildir.
yalnızca uykumuzda döktüğümüz gözyaşları içtendir. uyanıkken, kendimize acıdığımız için ağlarız.
organı kocaman olmuş bir adama direnmek güçtür.
sırf zevk olsun diye bir şeyle ilgilenen insanlar için tarih olanaksızlıklardan oluşan bir silsiledir.
kırık kalpler ancak modası geçmiş romanlarda bulunur; yaşadığımız zamana uygun değildirler.
zamanımızda daha önce hiç olmadığı kadar çok kırık kalp var. çevremize şöyle bir baksak, kalplerin paramparça olduğunu, yaralandıkları için bir et yığınına dönüştüklerini görebiliriz.
insan ruhu, insan yalnızca mutfakta otururken, hatta çift kişilik bir yataktayken bile yeterince karmaşıktır.
yeryüzünde hiçbir kadın aşksız yaşayamaz.
aklı başında olan herhangi bir kadın, bunca asır sonra bile, erkekler seks konusunda konuşmaya başlayınca onların sözünü kesmemek gerektiğini bilir.
edebiyat, olayın sonradan çözümlenmesidir.
kendini daha yakından tanımak, kendinle ilgili bildiğin bir şeyi daha derinlemesine öğrenmektir.
bütün kadınlar evlenmek ister.
bir kadın bir erkeğe kayıtsız davranıyorsa, erkekte biraz sağduyu varsa kadından ayrılma zamanının geldiğini anlar.
sanat bir sabır işidir.
yazmak aslında kişisel bir şey değildir. kişisel olmadığı için sıradandır. bu yüzden yirminci yüzyılda yeni bir anonim sanatçı üretime geçmiş gibi birbirinin tıpkısı eserler üretiliyor.
hepimiz yaşadığımız deneyimlerin bir ürünüyüz.
eğitimimiz her şeyden önce bizi, yaşamın upuzun hiçliğine hazırladı. başka neye hazırlayacak ki?
yazar, ruh mutfağının machiavelli'idir ve öyle olmalıdır.
bir yazar, dünyanın vicdanıdır.
ah, muz ağacının köklerinde sürünen, ruhumun kafesli penceresinde şişerek büyüyen kırmızı nefret yılanının karanlık kıvrımları.
dürüstlük fakirin ayıplarını örter.
en çirkin kadının bile her zaman güzel bir yönü vardır. bir kulak söz gelimi. ya da el.
kadınlar korkaktır; çünkü uzun zamandır birer köle gibi yaşamaktadırlar. sevdiği adamla birlikteyken düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini savunmaya hazır kadın sayısı hâlâ çok azdır.
frijit kadın yoktur; yalnızca yetersiz erkek vardır.
insanlar bize bir şey yapmazlar. her şeyi kendimize biz yaparız.
yaşamın temelinde adaletsizlik ve acımasızlık vardır.
dünya öyle karışık ki, sanat artık anlamsız.