frank furedi
her zaman en kötü olanı bekleriz.
korku zihinlere hakim hale gelince dünyadaki sorunlar ve zorluklar abartılmaya ve olası çözüm yolları gözardı edilmeye başlanır. korku ve panik kendi kendini haklı çıkaran bir dinamiğe sahiptir.
pasif yaşam, sağlığınıza pasif içicilikten daha fazla zarar verebilir.
robert d. lupton: yaşadığımız dönemde, kişinin beslenme biçimine ve yaşam tarzıyla ilgili diğer seçimlerine yoğunlaşması, yaşam ve ölümü anlamlandırma bakımından dua etmenin ve dindar bir yaşam sürmenin yerine geçmiştir.
günümüzde işyeri zorbalığı olarak nitelenen zihinsel işkence, bugünün en önemli meslek sorunlarından biridir; şirket diktatörleri ve ofis hitlerleri on binlerce çalışanın yaşamını zehir etmektedir.
aile bir şiddet okuludur.
günümüz toplumunun belirleyici özelliği, bireyin görülmemiş bir biçimde gelişmesi değil, hem kolektivite duygusunun hem de bireysel azmin zayıflamasıdır.
çaresiz özne kavramı, insan düşmanı bir dünya görüşü üzerinde yükselir. bu dünya, insanın yıkıcı gücünü tatmış olan kurbanlar ve zarar görmüş insanlarla doludur. insanlar hakkındaki bu olumsuz duygular güven sorununu besler; çünkü güven ilişkilerinin çözülmesi toplumun insan konusundaki yargısını yansıtır. güven sorunu, kendimize güvenememe sorunudur.
susan forward: çocuklarını travmaya sokan, istismar eden ve aşağılayan ebeveynleri tarif etmek için "toksik" kelimesinden daha iyisi yoktur.
kendi çaresizliğiyle barışık hale gelen toplum, bireyin kendini belirleme gücüne olan inancını yitirir.
"tarihte, insanların kendini böylesine zarar görmüş -öfke, şiddet, hayal kırıklığı ve karşılanamayan ihtiyaçlarla dolu- olarak algıladığı bir dönem daha yaşanmamıştır. insanlar, tarihin hiçbir döneminde, kendini bu derece geçmişinin tutsağı olarak algılamamıştır."