franz kafka
savaşmaktayım, kimsenin bildiği yok. sezenler çıkıyor, bunu önleyemem. ama kimsenin bildiği yok. günlük ödevlerimi yapıyorum, biraz dalgın olduğum söylenebilir; ama pek değil. kuşkusuz herkes savaşıyor; ama ben başkalarından fazla savaşıyorum; insanların çoğu uykudaymış da, uyurken bir hayali kovmak için ellerini kımıldatırmış gibi savaşır; ama ben yürüyüp çıktım ortaya; düşünüp taşınarak ve enikonu titiz, elimdeki tüm güçlerden yararlanıp savaşı sürdürüyorum.
normalde yaygaracı olmasına karşın, bu konuda dehşet verici bir sessizliği elden bırakmayan kalabalıktan ne diye ayrıldım, yürüyüp çıktım ortaya? ne diye dikkatleri üzerime çektim? ne diye şimdi düşmanın ilk kara listesinde yer alıyorum? bilmem. başka türlü bir yaşam, yaşanmaya değmez göründü bana. savaş tarihinde benim gibilerin adı, asker yaradılışlı kişiler diye geçer. ama hayır, böylesi bir durum benim için söz konusu değil; ben zafer kazanacağım diye bir umut beslemiyorum; savaş, savaş olarak bana kıvanç vermiyor.
savaşın tek hoşlandığım yanı, benim için ondan başka yapılacak bir şeyin bulunmamasıdır. ancak, bu özelliğinden ötürü verdiği kıvanç da, gerçekte tümüyle zevkini çıkaramayacağım, sağa sola armağan ederek tüketemeyeceğim kadar çok. kim bilir, belki savaş değil, bu kıvancın kendisi beni yiyip bitirecek.