
kadınlar güzelliği anlamadan gerçekleştirirler.
aşırılık kendi başına zengin bir mizacın kanıtıdır.
duyuların arzuları bizi şuraya buraya sürükler; ama sonra ne kalır elimizde? vicdan azabıyla zihinsel israf. neşe içinde çıkar, çoğu kez üzgün döneriz, gecenin hazları sabahı kedere boğar. aynı şekilde duyuların mutluluğu da önce hoşa gider; ama sonunda incitir ve öldürür.
bacağı kesilmiş bir adam hayatı boyunca eksik uzvunda bir ağrı hisseder.
bugünün paradoksları yarının ön yargılarıdır.
kimi hatıralarımız vardır ki hafızamızın hollanda resim sanatına benzer; bu tür resimlerinde figürler genellikle yoksul kesimden kişilerdir; hayatlarının basit bir anında yakalanmışlardır; önemli bir olay yoktur, bazen hiçbir olay yoktur, dekor olağanüstü ve görkemli unsurlardan yoksundur. tablonun hoşluğu kişilerin doğallığından, sahnenin masumiyetinden kaynaklanır; mesafenin resimle aramıza soktuğu yumuşak ışık onu güzellikle sarmalar.
insan asla yalnız kalmamalı; yalnızlık hüzün üretir.
seven kişi için yokluk varlıkların en kesin, en etkili, en canlı, en sağlam, en sadık olanı değil midir?