10.10.2015

edebiyat

jack london

insanları edebiyatın dikenli yollarına adım atmaya yönelten pek çok güdü vardır; bu zorlayıcı sebeplerin başta geleni hırs olsa gerek. peki hırs kimin için önemlidir? iki sınıf için -dünyanın duyması gereken ya da duymaktan hoşlanacağı bir mesajı olan ya da olduğunu düşünenler ile yaşamını zor şartlarda, kıraç yerlerde geçiren, karnını doyurmak için uğraşanlar. ilki daha küçük olan sınıftır. bunlar ilahi, ateş fırlatan, ateş getiren yaratıklardır; yaradılışları gereği, kulaklar sağır olsa, gökler yıkılsa da konuşmak zorundadırlar. tarih onlarla doludur ve sina dağı'ndaki oyma tabletlerde olsun, sonraki bir dönemin savaş broşürlerinde ya da bugünün çığırtkan pazar gazetelerinde olsun, onların hep konuşmuş olduklarını görürüz. hırsları öğretmek, yardım etmek, yükseltmektir. özbenlik belirleyici bir unsur değildir. esas olarak kendileri için değil, dünya için yaratılmışlardır. şeref, şan ve iktidar onlara çekici gelmez. bir ekmeğin kabuğu ve bir dilencinin giysisi bütün maddi arzularını karşılar. varoluş bir dönemdir; bir sonuca götüren araçtır. dünyanın rahatlık ve mutluluğu, onların rahatlık ve mutluluğudur. yardımcılar ve akıl hocaları olarak, ne yardım ne de akıl isterler; önerilse de kabul etmezler; çünkü yolları yıldızlar gibi önceden belirlenmiştir. her şey söylenmiş ve hazırlanmışken, olacakları kim değiştirebilir?