daron acemoğlu / james a. robinson
sömürücü siyasal kurumlar çoğunluğun sırtından birkaç kişiyi zengin eden sömürücü ekonomik kurumlara yol açarlar.
böylelikle, sömürücü kurumlardan çıkar sağlayanların kendi (özel) ordularını kurmak, paralı askerler tutmak, yargıçlar satın almak ve iktidarda kalabilmek amacıyla seçimlere hile karıştırmak için kaynakları olur. ayrıca sistemi savunmak için her türlü çıkara sahiptirler. dolayısıyla, sömürücü ekonomik kurumlar sömürücü siyasal kurumların ayakta kalması için bir platform oluştururlar. sömürücü siyasal kurumların olduğu rejimlerde iktidar kıymetlidir; çünkü denetime tabi değildir ve ekonomik zenginlik getirir.
sömürücü siyasal kurumlar iktidarın kötüye kullanılmasına karşı denetim de sağlamazlar. bir iktidarın yozlaşıp yozlaşmadığı tartışmaya açıktır fakat lord acton mutlak iktidarın mutlak surette yozlaşacağını savunurken kesinlikle haklıdır.
ekonomik ve siyasal güce sahip olanlar bu gücü ellerinde tutmak için kurumlar inşa ederler ve bunda da başarılı olurlar. bu tip kısır döngüler sömürücü kurumların ve aynı elitlerin azgelişmişlikle birlikte kalıcı hale gelmesine yol açar.
sömürücü kurumlar yalnızca bir sonraki sömürücü rejimin önünü açmakla kalmazlar, aynı zamanda bitmek bilmeyen iç çatışmalara ve iç savaşlara da neden olurlar. bu iç savaşlar da daha fazla acıya neden oldukları gibi, bu toplumların ulaştığı çok az bir merkezileşmeyi de yok ederler. ayrıca bu, sıradaki bölümde göreceğimiz gibi, genellikle kanunsuzluğa, devletin acze düşmesine ve siyasal kaosa yol açan bir süreç başlatarak ekonomik refaha dair tüm hayalleri yıkar.
bugün ülkeler başarısız oluyor; çünkü bu ülkelerin sömürücü kurumları insanların tasarruf, yatırım ve yenilik için ihtiyaç duydukları teşvikleri sağlamıyorlar. sömürücü siyasal kurumlar sömürüden çıkar sağlayanların gücünü pekiştirerek bu ekonomik kurumlara destek sağlıyorlar. bu başarısızlığın kökeninde, detayları farklı koşullar altında farklılık gösterseler de, daima bu sömürücü ekonomik ve siyasal kurumlar var. çünkü siyasetçiler kaynakları sömürmekten ya da kendilerini ve ekonomik eliti tehdit edecek her türlü ekonomik faaliyeti bastırmaktan son derece memnundular.
sömürücü kurumlar yalnızca yasa ve düzeni değil en temel ekonomik faaliyetleri de yok ederek devletin tamamen acze düşmesine yol açarlar. sonuç ekonomik durgunluktur ve iç savaşlar, kitlesel boyuttaki zorunlu göçler, kıtlıklar ve salgınlar bu ülkelerin çoğunu 1960'larda olduklarından daha yoksul hale getirmiştir.
günümüzde ülkelerin başarısız olmalarının bir başka nedeni de devletlerinin iflas etmesidir. bu da, onlarca yıl sömürücü ekonomik ve siyasal kurumlarla idare edilmenin bir sonucudur.