2.06.2016

avuçlanan gökyüzü

uğur mumcu

yıllarca önce, ankara'da nişanlısını öpmek isteyen bir genç, mahalle bekçisi tarafından tabancayla vurularak öldürülmüştü. o günlerde ünlü yazar çetin altan, "bu bekçiyi paris'in büyük bulvarlarından birinin ortasına koyarsak, şaşkın gözlerinde bütün azgelişmişliğimizi okuruz." diye yazmıştı.

ahlak göreli bir kavramdır. çağdan çağa, toplumdan topluma, kişiden kişiye değişir. feodalite döneminde, feodal ahlak kuralları yürürlükteydi. burjuvazi döneminde, burjuva değer yargıları, önceleri özgürlüğün sonra da bunalımların ve yozlaşmanın kaynağı oldu. bugün kapitalizmin beşiğinde, burjuvanın yozlaşmış cinsel ahlakı sallanmaktadır. çağımız, yeni bir ahlakın, toplumcu ahlakın eşiğindedir artık.

insanlık bütün süreci içinde, bir tek ortak mirasa bağlanmıştır, o da özgürlüktür. ilkel toplumdan günümüze kadar tarih sürecinin her aşaması, her kilometre taşı, insanlığa özgürlüğün yapıtlarını taşımıştır. bugün, yirminci yüzyılın üçüncü çeyreğinde bu özgürlüğü, bu yapıtları hiçbir egemen sayılan ya da geçici olan değer yargılarıyla yadsıyamayız. bu; insanlığın, insan aklının, bilincinin ürünüdür.

insan var olduğu için, insan duygu ve düşünceleri ile bir bütün olduğu için cinsellik de resimde, heykelde, şiirde ve yazıda var olmuştur. sanata yansıyan cinsellik, bir ahlaksızlık ögesi olamaz. dinsel konularda yazılmış kitaplar bile ahlakçı öğütlerini cinsellikten almamışlar mıdır? "peygamberler tarihi"ni şöyle bir karıştırın: lut'un kızlarının cinsel dürtülerini, hz. yusuf'u baştan çıkarmak isteyenleri, hz. davut'un arkadaşının karısına sahip olmak isteyişini, sodom ve gomore'deki cinsel sapıklıkları, hz. musa'nın hayvanlarla cinsel birleşmeye karşı açtığı savaşı okursunuz.

sanat, gücünü kurulu düzene karşı takındığı tavırdan alır. bu tavır, özgürlükle biçimlenir ve güçlenir. sanatı bu genel çizgi içinde görmemiz gerekir. insanlığı, insancıl değer yargılarını ve barışçı özlemleri, sanatçıların sanatçı duyarlığını bir "zabıta vakası" olarak görmek, onları bir "mahalle bekçisi" öfkesi ile izlemek, çağımıza yaraşır bir davranış olamaz.