1.02.2011

gurmenin son yemeği

muriel barbery

her şeye hükmetmeden, her şeyi düzenleyen mükemmeliyettir.

tatmak bir keyif eylemidir, bu keyfi yazmak ise sanatsal bir olgudur ama sonuç olarak değişmeyen gerçek sanat eseri karşındaki diğer insanın şölenidir.

çocukların hiçbir şey bilmedikleri, hiçbir şeyin farkında olmadıkları zannedilir hep. o zaman büyük insanlar kendi kendilerine şu soruyu sorsunlar: onlar da çocuk değil miydi bir zamanlar?

her yaşam, sözcükle eylemin karşılıklı etkileşiminden ibarettir; bu süreçte birincisi, ikincisinin merasim kıyafetidir sadece.

her insan, öyle veya böyle kendi şatosunun efendisidir, her horoz kendi çöplüğünde öter. toplumsal kabul görmemiş ve derinlemesine tanınmadıkları için kesin olarak dışlanmış, en kaba saba köylü, en yontulmamış hödük bağcı, işçilerin en zavallısı, en berbat esnaf, paryaların en paryası, insanların en basitinin bile önünde onu zafere ulaştıracak bir deha kırıntısı vardır.

soylu veya aşağılanan, ne olursa olsun, her türlü uğraşta her zaman çok güçlü ve ani bir yükselişe yer vardır.

dünyanın düzeninin kendi arzularımızın önünde boyun eğdiğini görmek kadar keyifli bir şey yoktur.

insanın son saatinde, yaşamı boyunca boş bir düşü kovalamış olduğunu ve kötülüğü öğütlediğini nihayet anlamış olması ne büyük bir talihsizlik ve mutsuzluktur!