ey yaşam düşü! uç git, acımam sana
o boş görüntü karanlıkta yitip gitsin
aşkın acısıdır değerli olan benim için
öleyim ne çıkar, severken öleyim ama
bir şey var ki çölünde senin
ruhumu altüst etmeye yeterdi
aşkın, umudun, dingin şöhretin
aldatısı uzun sürmedi
dağıldı şölenleri gençliğin
uyku gibi, sabah dumanı gibi
ey, can attığım sınırı benliğimin
ne kadar çok senin kıyılarında
dolaştım, sessiz ve başım dumanlı
gizli bir kararın hüznü ruhumda
yeryüzü yazgısı her yerde
nerede birazcık iyilik varsa
ya aydınlanma, ya tiran tetikte
hem hüzün hem hafiflik var içimde; kederliyim
seninle dopdolu, aydınlık bir keder bu
seninle, sadece seninle.. hiçbir şey
bozmuyor, tedirgin etmiyor üzgünlüğümü
ve yürek yeniden tutuşuyor, seviyor yeniden
sevmemesi olanaksız çünkü
ey dostlar! halkın ezilmediğini görecek miyim bir gün
ve köleliğin düştüğünü çarın işaretiyle
ve sonunda doğacak mı yurdumun üzerinde
güzel şafağı bilginin ve özgürlüğün
nicedir, ben, yorgun köle, kaçıp gitmektir istediğim
uzak sığınağına çalışmanın ve lekesiz bir esenliğin