hakikat, sanat, ilim masaldan ibarettir
insanlar ki bir sürü aptaldan ibarettir
korkutmaz beni ölüm
bir şeytan kadar hürüm
süremez bende hüküm
ne allah ne de nahit
gece, yavaşça siyah mantosunu sürükler
sabah, ıstırap çeken kalplerin akşamıdır
seneler sürer her günüm
yalnız gitmekten yorgunum
zannetme sana dargınım
ben gene sana vurgunum
itilmiş, tekmelenmişim
doğduğum günde yanmışım
yalnız sana güvenmişim
ben gene sana vurgunum
yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider
gözyaşları içinde seneler yürür gider
kara saçım dik başımda kar oldu
ak saçımla yar sevmesi ar oldu
bana vuran eller değil yar oldu
bu dert benim dertlerimin başıdır
sen aklıma gelince her şeyler gülümserdi
ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi
ekmeğim bahtımdan katı
bahtım düşmanımdan kötü
böyle kepaze hayatı
sürüklemekten yoruldum
mayıs, ayların gülüdür
taze bir çiçek dalıdır
içerim ateş doludur
mayısta gönlüm delidir
yaşamak, yatağından seller gibi taşmaktır
yaşamak, kartal gibi göklerde dolaşmaktır
yaşamak, asırları bir hamlede aşmaktır