ihtiyar papaz pervasızca kızı dizinde çevirmiş, eteklerini kalçalarının üstüne kadar çekmiş. poposunun pembe teni bir anda ortaya çıkıvermiş. gamzeli poposunun yuvarlakları arasında bir çiçek duruyormuş, koparılmak için yalvaran. ama justine adamın elinden kurtulamadan bu tanrı'dan korkusu olmayan adam isa'nın bedenini temsil eden bir komünyon ekmeğini alıp kızın deliğine yerleştirmiş. kendi erkekliğini elbiselerinin içinde bulup bir latince bir dua okumuş, sonra da tek bir güçlü hareketle kızın içine girmiş.
hikâyemiz fanchon adında bir fahişe hakkında. doğa kendisine dar ve yumuşacık bir yarık vermişti. güzel poposu ise tanrı'nın eliyle biçimlendirilmiş gibiydi. fanchon bir fahişeydi. bacaklarının arasında yumuşacık ve dar bir yarık vardı ve harika bir poposu vardı. günün birinde fanchon'ın ilk müşterisi bir doktor olmuş. parmaklarını çıplak teninde dolaştırmış. katmanları aralamış. hangisini hazırlayayım demiş. ağzım mı arkam mı yoksa sulu istiridyem mi? "hiçbiri" demiş doktor. neşterini eline alarak. "daha önce olmayan yerlerde delikler açacağım." bununla beraber fanchon öyle bir çığlık atmış ki doktor kızın dilini koparmak zorunda kalmış.
hikâyemiz fanchon adında bir fahişe hakkında. doğa kendisine dar ve yumuşacık bir yarık vermişti. güzel poposu ise tanrı'nın eliyle biçimlendirilmiş gibiydi. fanchon bir fahişeydi. bacaklarının arasında yumuşacık ve dar bir yarık vardı ve harika bir poposu vardı. günün birinde fanchon'ın ilk müşterisi bir doktor olmuş. parmaklarını çıplak teninde dolaştırmış. katmanları aralamış. hangisini hazırlayayım demiş. ağzım mı arkam mı yoksa sulu istiridyem mi? "hiçbiri" demiş doktor. neşterini eline alarak. "daha önce olmayan yerlerde delikler açacağım." bununla beraber fanchon öyle bir çığlık atmış ki doktor kızın dilini koparmak zorunda kalmış.