orhan burian
ben küçükken fenalıklardan fena muhitlerden men edildim. büyüdüğüm zamansa onlardan -yakınlarına gidemeyecek kadar- iğrenmiştim. insanlığın büyük ekseriyeti bu çukurlara düştüğü için onlardan da iğrendim; ben onun için "misanthrope"um.
ehliyetli insanlar elinde idaresi memlekete kanaat sahibi olmanın haysiyetini öğretebilir.
şu para denilen şeye bazen çok kızıyorum. kolaylıktan başka bir şey için icat edilmemişken mütemadiyen hayatımızı güçleştirmeye, abuslaştırmaya yarıyor. onun uyandırdığı hırstan kurtulabilsek yaşamak ve mesut olmak hiç de güç bir şey değil. mesela yemek: türlü türlüsünü yedikten sonra artık biliyorum ki en sadesiyle de insan aynı derecede besleniyor. tabağındakini kendine fazla düşünce mevzuu edinmezse zevkten yana da bir şey fark etmiyor. işin doğrusu hayatımızı, eğlencelerimizi çetrefilleştirmekle meşgulüz. buldukça bunuyoruz. tabi sonunda daima paramız eksik geliyor ve daima gayrimemnun kalıyoruz. kendi içimizde bir karara, bir ölçüye eremedikçe dünyanın bütün imkanları bize verilse yine nafiledir.
üniversitenin hiç memleketin maddi imkanlarına ve ihtiyaçlarına bakmadan ve etraflı anketlerle herkesin fikrini almadan üniversite tahsiline bir iki sene ilave edivermesi bizim tepeden inme ve hatalı demokrasimizin acı cilvelerinden biridir.