paulo coelho
bir ruh mutlu olduğunda dünya çok daha iyi bir yer olur.
"sizlerden birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakıp kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi?" (luka 15:4)
insanların benden beklediği şekilde davranırsam onların kölesi haline gelirim.
evlilikte kadına en fazla keyif veren şey seks değil, yemek yapmaktır. yemek yiyen erkeğini seyretmek; bu bir kadının zafer anıdır; çünkü bütün gününü akşam yemeğini düşünerek geçirmiştir. ve bunun nedeni geçmişteki bu hikayede saklı olmalı; açlıkta, neslin tükenme tehlikesinde ve hayatta kalma çabalarında.
eğer bir hikayeyi anlatıyorsan o zaman hala ondan kurtulamamışsın demektir.
her yeni rolle birlikte o karaktere bürünebilmek için kendimiz olmayı bırakmamız gerekir.
yeter! çok işin varmış gibi, sorumluluklarının altında eziliyormuş, her ne yapıyorsan dünyanın buna çok ihtiyacı varmış gibi davranmayı bırak artık ve bir süreliğine sadece seyahate çık.
yaşamımızda gelişmemizi engellemekten sorumlu bir olay daima vardır.
kimse özgürlük istemez; hepimiz sadakat isteriz; cenevre'nin güzelliklerinin keyfini birlikte çıkarmak için kitaplar, söyleşiler, filmler hakkında konuşmak veya her ikimize yetecek paramız olmadığından sadece bir sandviçi bölüşmek için bile olsa, yanımızda birisini isteriz.
hayatta her şeyin bir bedeli vardır ve bilgi, dünyadaki en pahalı ürünlerden biridir.
eleştirmenler aşırı derecede tehlikelidir; gerçekte ne olup bittiğini bilmezler; politika söz konusu olduğunda demokrattırlar; ama konu kültürse faşist olurlar. insanların onları yönetecek kişileri mükemmel şekilde seçebileceğine inanırlar; ama iş film, kitap, müzik seçmeye geldiğinde hiçbir fikirleri yoktur.
"aşk kimsenin kurtulmak istemediği bir hastalıktır."
yapman gereken sadece dikkat etmek; dersler daima sen hazır olduğunda gelir ve sen işaretleri çözebilirsen bir sonraki adımı atman için bilmen gereken her şeyi öğrenebilirsin.