ece temelkuran
kadında zaman geçmez. sakın günün birinde iyileşmek için zamana güvenme.
savaşın en şefkatli yanı budur. kendini kapıp koyvermek isteyenlere kucağını açar. uyku gibi yumuşak, kan kadar ılık bir gürültü kucağı savaş. eriyip gitmek isteyenlerden hesap sormayan boz bulanık bir toz yatağı.
tanrı'ya değil ama çocuklara inanıyorum.
savaş, korkak bir erkeğin en iyi saklanacağı sistir.
bizim buralarda kadınlar birinin karısı, birinin kızı değilse öyle politika molitika yapamazlar.
biri olmamanın konforu insanı çok çabuk soysuzlaştırır.
yara, en canlı yeridir gövdenin. hareket oradadır. can, tam yaradadır. biz, yani kimilerimiz, kan gibiyiz. yaranın olduğu yere doğru akıyoruz. başka türlü akmayı bilmiyoruz. bizim için hayat orada. dünyanın canı neresinden yanıyorsa başkent orası.
dayanamayanlar, zarif ruhlar gittiğine göre geride kalanlar, bizler yani, kaba ruhlar mıyız acaba? belki de biz türümüzün en kötü örnekleriyiz. yani en zarif olanlar evrim sürecinde yok olup gittiyse, belki de biz, şimdi yaşamakta olanlar, türümüzün en vahşi, en kaba temsilcileriyiz. ama biz, kaba vahşiler, bir şeyi biliyoruz: o gidenler, kalanlardan daha çok acı çekecekler. çünkü yarım kalmış bir hikayeden daha çok kanayan hiçbir şey yoktur.