ihtiyacından fazlası bulunur çıkınında
kudret kapılırsa yaltaklanmalara
görev sesini duyurmaktan korkar mı sanırsın
yücelik aklını kaçırırsa
dürüstlük namus borcu olur
özüne yabancı kalan düşüncelerle karıştırıldı mı
sevgi, sevgi olmaktan çıkar
zaman ikiyüzlülüğün gizlediğini
nasıl olsa bir gün ortaya çıkarır
kusurlarını örtenin sonu nasıl olsa utançtır
talih, o usta orospu
almaz yatağına yoksulu
zillet, insanın en aşağılık bir yaratık olduğunu
yüzüne çarpmak ister gibi
onu hayvana yaklaştıran yoksul, sefil bir kılığa sokar
hastalık hep ihmale uğratır sağlığın borçlu olduğu görevleri
baskı altında kalan benliğimiz
bedenimizle birlikte sarsınca ruhumuzu
gerçek kimliğimizi yitiririz
dilbazlıktan yoksun oluşumdur bana mutluluk veren
beni zenginleştiren şey
göze iyi görünür kötü kişiler
daha kötüleri varsa eğer
en kötü olmamak da
bir bakıma övgüye değer
aynanın karşısında kırıtmayan
bir tek kadın yoktur dünyada
talihten en yoksul, en aşağıda olan kimse
hep bir umut ile yaşar, çekinmez hiçbir şeyden
bir dirhemcik bile aklı olanlar
yağmur yağsa da, rüzgar esse de
uydurmalı mutluluğu kaderine
her gün yağar çünkü yağmurlar
ruh huzurluysa beden duyarlıdır
kendi başına acı çeken, ruhunda acıyı daha fazla duyar
çünkü geridedir her türlü tasasız şeyler
geçmişte kalmıştır mutlu bakışlar
ancak acının ortağı, dayanmanın dostu varsa
ruhun da çilesi hafifler
yolum kalmadı ki göze ihtiyacım olsun
zaten görebildiğim zamanlar da yolumda tökezledim
varlık, çoğu kez aşırı güven veriyor herkese
oysa yokluk, düşkünlük yararlı oluyor bizlere
varlığın kaynağını küçümseyen kimse
engel, sınır tanımaz yolu üstünde
insanın hayal gücü öylesine etkili ki
tüm canlılığına karşın, hayat denen o hazineyi
bazen aşırıp soyuveriyor
hayatın kendi buna karşı koyamayınca
"boş kap çok ses çıkarır."
(ingiliz deyişi)
tefeci, onu dolandıranı astırır
lime lime giysiler, en ufak, en önemsiz hataları bile gösterir
ama günahına altın kaplat da gör
adaletin güçlü, uzun kılıcı bir şey yapamadan kırılır
bir de sen o günahı paçavralara sar
bir cücenin saman çöpü bile onu deler
ağlayarak geldik bu dünyaya
yazık, doğduğumuz güne yazık
doğduğumuzda ağlarız
çünkü bu büyük maskaralar sahnesine çıkarız
hayat o kadar tatlı ki
her an ölüm acısıyla bin kez ölürüz de
göze alamayız hemen ölmeyi
insanlar, bu dünyaya gelişlerine katlandıkları gibi
göçüp gitmeye de katlanabilmelidirler
önemli olan hazırlıklı olmaktır ölüm gelince
dünya, dünya, ah dünya
senden nefret etmemize neden olan şey talihimizin cilvesidir
yoksa böylesine boyun eğmezdik yaşlanmaya, ölüme