emil cioran
kuşkuculuk, incinmiş ruhların sadizmidir.
bir katliam ümidi ya da fırsatı verin gençlere, sizi körlemesine izleyeceklerdir.
yalnızca büyük acılar, unutulmaz acılar insanı dünyadan koparırlar; ahlaken en beteri olan diğerleri, vasat acılar dünyaya kul ederler; çünkü ruhun alt kademelerini harekete geçirirler.
insanda her şey bastırılabilir; tapınakların yıkılmasından, hatta dinin yeryüzünden silinip gitmesinden sonra bile ayakta kalacak olan mutlaklık ihtiyacı dışında.
başkaldıran, neredeyse daima, köle haline gelmiş baskıcıdır.
bize karşılığında kendi tarzımızda açlıktan ölme serbestliğini verirlerse ötekilerin zenginliğini affederiz.
hırs, kendini ona kaptıran kişiyi potansiyel bir iblis haline getiren bir uyuşturucudur.
mükemmel olmak isteyen bir toplum, deli gömleğini moda haline getirmeli ya da mecburi kılmalıdır. zira insan ancak kötülük yapmak için yerinden kımıldar.
bir cumhuriyetin dermansızlaşması ve acze düşmesinden daha acıklı bir şey yoktur.
varlık sahibi olmanın her biçimi alçaltır, aşağılıklaştırır, hepimizin içinde uyuklamakta olan canavarı pohpohlar. herhangi bir şeyi kendi malı görmek, bir süpürge sahibi bile olmak, genel bayağılığa katılmaktır.
ne kadar yükseğe çıkarsa çıksın, kişi tabiatının, kökendeki düşkünlüğünün mahkumu olarak kalır.