cesare pavese
en kötüsünü düşün. yanılmazsın.
kaderin amansız oluşu değildir sorun; çünkü insan bir şeyi inatla isterse, onu elde eder. korkunç olan, istediğimiz şeyi elde ettikten sonra, ondan bıkmamızdır. o zaman suçu kaderde değil, kendi isteğimizde bulmalıyız.
bir şeyden, onu görmezlikten gelerek değil, ancak onu yaşayarak kurtulabiliriz.
en güzeli, insanın kendisini parlatması, sessizce ve hiçbir şeye aldırmadan kendisini bir kristale dönüştürmesidir.
yolculuğun çekici yanı, eşsiz güzellikte bir sürü manzara görmek, bunlardan herhangi birini hayatımızın bir parçası yapabileceğimizi bilmek, sonra da büyük bir prens gibi bir ötekine geçmektir.
sigarasız hayat, kızartmasız duman gibidir.
yaşama sanatı, insanların ve eşyanın bize gelmeleri için bizim onları çağırma gereğini duymadığımız bir şekilde davranma sanatıdır. bunu elde etmek için sadece onlardan nefret etmek yetmez; ama nefret etmek de gerekir. tıpkı kadınlar konusunda olduğu gibi, sadece budala olmak yetmez; ama budala olmak da gerekir.
denediğimiz her şey -aşk, serüven, tehlike- nesnelleşir ve bize özgürlük kazandırır.
sabahın gelmesini sağlamanın en kestirme yoludur uyumak.
insan her şeye yaklaşmak için, kendisini her şeyden uzaklaştırmalı, her şeyden kutsal değilmişçesine tat almalı; ama bunu kutsal bir saygıyla uzaklaşarak, temiz bir yürekle yapmalı.
atalardan kalma hazine sadece şudur: bir şeyi öyle yapılması gerektiği için iyi yapmak.