23.11.2012

yüzyıllık yalnızlık

gabriel garcia marquez

insanlar birinci mevkide giderken edebiyat yük katarına atılırsa, dünyanın anası bellenmiş demektir.

insanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.

hastalık bir kez eve girmeyegörsün, kimse yakasını kurtaramaz.

hiçbir şeyi aceleye getirmek iyi değildir.

arcadio, iktidarın güvenliğini ilk tattığı yıkık sınıfta, aşkın tedirginliğini ilk duyduğu odanın birkaç adım ötesinde hazırlanmakta olan ölümünü gülünç buluyordu. ölümü umursadığı yoktu; ama yaşam çok şey demekti. o yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu. son dileğinin ne olduğu soruluncaya dek ağzını açmadı.

son satıra gelmeden önce, o odadan bir daha çıkamayacağını anlamış bulunuyordu. çünkü elyazmalarında aureliano babilonia'nın şifreleri çözdüğü anda aynalar (ya da seraplar) kentinin rüzgarla savrulup yok olacağı, insanların anılarından silineceği ve yazılanların evrenin başlangıcından sonuna dek bir daha yinelenmeyeceği yazıyordu. çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olamazdı.