albert camus
insanın ya çok büyük bir umutsuzluk içinde yaşaması gerekir ya da çok büyük bir umut içinde.
işsiz güçsüzlük yalnızca ortalama insanlar için öldürücüdür.
bizim yaşımızda insan sevemez; karşılıklı hoşlanma vardır, hepsi bu. daha sonra, yaşlandığımız ve güçsüz düştüğümüzde sevebiliriz. bizim yaşımızdayken insan sevdiğini sanır, hepsi bu.
idealistin karşıtı çoğu zaman aşksız bir insandır.
kediler gün boyunca uyur ve ilk yıldızdan tan vaktine dek sevişirler. şehvetleri ısırgandır ve uykuları ağır. gövdenin, ruhun hiçbir payının olmadığı bir ruhu olduğunu da bilirler.
hiçbir şey hastalıktan daha çirkin, daha küçültücü değildir.
inan bana, büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. her şey unutulur, büyük aşklar bile. yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. işte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır.
insanlar kendilerinde değişeni çok iyi bilmelerine karşın, dostlarına, ilk ve son olarak, kendi oluşturdukları bir imgeyi yakıştırırlar.
benim için yaşamı sevmek deniz ve güneş banyosu yapmak değildir. bu olsa olsa bunaltıcı ve dizginsiz biçimde yaşamaktır. kadınlar, serüvenler, yeni ülkeler.. böyle davranmak bir şeyleri zorlamaktır. ateşli ve görkemli bir yaşam.. doğayla yetinmeyecek kadar çok seviyorum yaşamı.
bir insanın yazgısı, eğer tutku ile birleşiyorsa, her zaman coşku vericidir.
hiçbir zaman vazgeçme. içinde öyle çok şeye sahipsin ki, hepsinden soylusu da, mutluluk duygusu taşıyorsun. yalnızca bir erkeğin yaşamını bekleme. onca kadın bunun için yanılıyor. yaşamı bizzat kendinde ara.