31.01.2016

uzun lafın kısası

alexandre dumas: iyi nedenler kadar hiçbir şey insana cesaret veremez.

andre breton: en yalın gerçeküstü edim, elde tabanca sokağa fırlamak ve kalabalığa, gücünün yettiğince, gelişigüzel ateş etmektir.

bertolt brecht: ihtiyacımız olan şey kahramanlar değil, kahramanlara ihtiyaç duymayan bir toplum olmalı.

choderlos de laclos: erkekler böyledir işte; hepsi de alçakça şeyler kurar, kurduklarını yapmakta bir beceriksizlik, bir korku gösterdiler mi adına ahlak temizliği, namus derler.

william blake: hapishaneler kanunun taşlarıyla yapılır, genelevler dinin tuğlalarıyla.

erich fromm: esenlik, insanın insana ve doğruya duyguyla bağlı olması demektir; ayrılıktan, bölüklükten, kopukluktan, yabancılaşmadan kendini kurtarıp var olan her şeyle bir olduğunu bir yaşantı durumuna getirmek demektir.

jaroslav hasek: insanları boğazlamanın ilk hazırlıkları, her zaman, ya tanrı adına ya da insanoğlunun kendi kafasında yarattığı yüce bir varlık adına yapılmıştır.

kierkegaard: tüm ruhunla umutsuzluğa kapıl; umutsuzluğa kapılan, sonsuz insanı bulur.

mehmed uzun: bireyin dilini, dinini ve kimliğini yasaklamak ya da yok etmek için çalışmak bölücülüktür. sadece bölücülük değil bir insanlık suçudur da.

orson welles: kabil'den bu yana binlerce yıl geçti ve cinayet hala genellikle amatörlerin elinde olan bir iş.

sabahattin eyüboğlu: en büyük ahlaksızlık ahlak adına yapılandır.

yasunari kawabata: belki de doğrudur, bir insan o kadar doğru olamaz; öteyi beriyi düşünmek zorundadır çünkü.