lawrence durrell
bir adamın kendi karısına karşı tutkulu aşkı bile bir ihanettir.
birini anlamak demek, onun güçsüzlüğüne acımayı kabul etmek demektir.
"dünya bir hıyara benzer; bugün elindedir, yarın kıçına girer." (arap atasözü)
"insan başkalarının kendisini umursamadıkları, gerçekten umursamadıkları duygusuna yıllarca katlanmak zorunda kalır; sonra bir gün, gittikçe artan bir korkuyla asıl umursamayanın tanrı olduğunu anlar. yalnızca umursamadığını değil, şu ya da bu yolu seçmesine hiç aldırmadığını."
bu dünyada kendi kendilerini yok etmeye yargılı insanlar vardır; onlara hiçbir mantıklı kanıt para etmez.
suç, her zaman kendi bütünleyicisi olan cezaya doğru koşar; mutluluğunu orada bulur.
düşünürün görevi düşünceler ileriye sürmektir; oysa azizin işi susmak, bulduğu şeyi söylememektir.
arzudan değil duygudaşlıktan kaynaklanan sevişme çok daha gerçektir; çünkü hiç yaralamaz.
her öpüş nefrete karşı kazanılmış bir zaferdir.
bizimle günah çıkarma ilişkisinde olan kişiler asla bizi sevemezler, asla gerçekten sevemezler.
cinsellikle bölünmüş ruhlar asla huzura kavuşamazlar; ta ki yaşlılık ve güçsüzlük onlara sessizlikle dinginliğin düşmanca olmadığını öğretinceye kadar.