21.12.2012

doğruyu söylemek

michel foucault

kim hakikati söyleme hakkına sahiptir, kim bunu bir ödev olarak görür ve kim kendinde bunu yapacak cesareti bulur?

galenos: başkalarının hatalarını görürüz; ancak, kendimizinkiler söz konusu olduğunda kör oluruz.

bir insan birtakım ahlaki niteliklere sahipse bu, onun hakikate erişebilme imkanı olduğunun ispatıdır.

bir konuşmacının çoğunluğun inandıklarından farklı, tehlikeli bir şey söylemesi, o kişinin parrhesiastes olduğunun güçlü bir işaretidir.

parrhesia'da* konuşmacı özgürlüğünü kullanır ve kandırma yerine dürüstlüğü, sahtelik ya da sessizlik yerine hakikati, hayat ve emniyet yerine ölümü, yaltaklanma yerine eleştiriyi, kendi çıkarını koruma ve ahlaki kayıtsızlık yerine ahlaki ödevi tercih eder.

iktidarını kullanan insan, ancak onu eleştirmek ve böylece iktidarına ve emirlerine bir sınır koymak üzere parrhesia kullanan biri varsa bilge olabilir.

euripides: en cesur ruhlu insanı köle yapacak tek bir şey vardır, o da anne ya da babasının yaptığı utanç verici bir şeyin sırrını haiz olmaktır.

seneca: kendimden hiçbir şeyi saklamam, hiçbir şeyi görmezden gelmem. kendimle bu şekilde hoşbeş etmek dururken neden hatalarımı olduklarından küçük göstereyim ki?

sokrates: ruhunun iyi olup olmadığını anlamak isteyen bir adamda bulunması gereken üç özellik vardır: bilgi, iyi niyet ve açıksözlülük.

dio chrysostom: korkan bir insan kral olma konusunda asla bir köleninkinden daha büyük şansa sahip olamaz. 

galenos: ruhun herkesin bildiği tutkuları vardır: öfke, gazap, korku, keder, haset ve şiddetli şehvet.

sorunsallaştırma, gerçek bir somut duruma verilen bir cevaptır.

* parrhesia: hakikati söyleme konusundaki dürüstlük.