jack london
gerçek er ya da geç ortaya çıkar.
bizler gerçeğin herhangi bir insanda da olabileceğine inanırız; yeter ki düşünceleri içten olsun.
en iyilerimiz bile yanılabilir genç adam, en iyilerimiz bile.
ortalama insan bencildir. elinin erdiği her şeyi ister?" "mümkün olan her şeye sahip olmak ister. bencil olmaması gerek; ama böyle domuzca bir ahlak üstüne kurulmuş sosyal düzende yaşadığı sürece bencil olmaya devam edecektir. bugün kimse davranışlarında özgür değildir. hepimiz sanayi makinesinin çarklarında tutsağız.
john stuart mill "özgürlük üzerine" denemesinde şöyle yazmıştı: "yükselen bir sınıfın olduğu her yerde, ahlak kavramının büyük kısmı sınıf çıkarlarından ve sınıfın üstünlük duygularından doğar."
sanayi makinelerinin çarklarında, büyük kapitalistlerin dışında kimse; hatta büyük kapitalistler bile davranışlarında özgür değildir.
patentli ilaçlar patentli yalanlardı, ama ortaçağın muska ve büyüleri gibi insanları aldattı. bu ilaçların muska ve büyülerden tek farkı, daha zararlı ve daha pahalı olmasıdır.
günahtan ve ölümden güçlü olan tek şey sevgidir.
uyuşamadığımız bir insanın düşüncesi bize hep yanlış görünür.
yırtıcı hayvanlarda yalnızca rekabet duygusu; oysa insanoğlunda iş birliği yapma güdüsü vardır. bu nedenledir ki, bütün hayvanlara üstünlük sağlamışlardır.
evrim süreci hiçbir zaman geriye işletilemez. bu süreç hiç aksamadan akar, akar ve rekabetten birleşmeye doğru akar. büyük birleşmeden daha büyük birleşmelere ve hepsinden daha büyük bir birleşme olan sosyalizme doğru akar.
her şeye rağmen servet, kendi başına gerçek iktidar değildir, güç kaynağıdır. ve güç, hükümeti meydana getirir.
yürekli bir insanın ölümüne tanık olmak, bir korkağın, hayatının bağışlanması için dilenişini dinlemekten daha az acı vericidir.
cennet ve cehennem, bir yobazın dini inancının temel ögelerini oluşturabilir. ama bunlar, genellikle iyi ve kötü kavramlarının birer yansımasıdır.
iyiye duyulan sevgi, iyilik yapma arzusu, iyi olmayana karşı hoşnutsuzluk, kısacası ahlak anlayışı dinin temel unsurudur.
aynı şey oligarşi için de söylenebilir; tutuklamalar, sürgüne göndermeler, bir yanda aşağılamalar, öte yanda onurlandırmalar, saraylar, büyük refah kentlerinin varlığı olağandır. oligarşinin en büyük gücü, yaptıklarının doğru olduğuna inanmasıdır.