jared diamond
halktan çok daha rahat bir hayat sürdürürken halkın desteğini kazanmak için bir seçkinin ne yapması gerekir?
kleptokratların tarih boyunca başvurdukları dört çözüm yolu vardır:
1. halkı silahsızlandırmak, seçkinleri silahlandırmak. mızrakların, sopaların evde kolayca yapılabildiği çağlara göre, yüksek teknoloji silahlarının yalnızca sanayi kuruluşlarında üretilebildiği ve seçkinlerin tekelinde olduğu günümüzde bu çok daha kolaydır.
2. toplanan haraçların çoğunu herkesin hoşuna gidecek şekilde dağıtarak kitleleri mutlu etmek. bu ilke hawaii şefleri için geçerli olduğu kadar bugün amerikan siyasetçileri için de geçerlidir.
3. genel düzeni koruyarak ve şiddeti durdurarak sahip olunan gücü insanların mutluluğu için kullanmak. bu, merkezileşmiş toplumların merkezileşmemiş toplumlara göre büyük ve değeri anlaşılmayan bir üstünlüğüdür.
insanbilimciler daha önceleri oba ve kabile toplumlarını yumuşakbaşlı, şiddetten uzak oldukları için yüceltiyorlardı; çünkü 25 kişilik bir obayı ziyaret eden antropologlar üç yıllık bir inceleme dönemi içinde hiçbir cinayetin işlenmediğine tanık oluyorlardı. elbette işlenmezdi: on iki yetişkin ile on iki çocuktan oluşan bir obada, cinayet dışında alışılmış nedenlerden dolayı kaçınılmaz olarak insanlar ölürken, on iki yetişkinden biri her üç yılda bir bir başka yetişkini öldürse, o obanın varlığını sürdürmesine olanak olmadığını hesaplamak çok kolaydır.
oysa oba ve kabile toplumlarıyla ilgili çok daha uzun vadeli geniş bilgiler bize cinayetin başlıca ölüm nedeni olduğunu gösteriyor. örneğin, kadın bir antropolog yeni gine'nin iyau kadınlarıyla hayat hikayeleri konusunda söyleşi yaparken ben de bir rastlantı sonucu iyau halkını ziyarete gitmiştim. kendisine kocasının adı sorulan pek çok kadın arka arkaya, çok kötü ölümlerle ölmüş kocalarının adını sıraladı.
örnek bir yanıt şöyleydi: "birinci kocamı elopi saldırganları öldürdü. ikinci kocamı beni isteyen bir adam öldürdü, benim üçüncü kocam oldu. üçüncü kocamı ikinci kocamın intikamını almak isteyen erkek kardeşi öldürdü." sözde yumuşakbaşlı kabile insanları arasında bu tür olaylar yaygındı ve bu olayların kabile toplumları büyüdükçe merkezi bir otoritenin gerekli olduğunun kabul edilmesine katkısı olmuştu.
4. kleptokratların halkın desteğini kazanmalarının son çaresi kleptokrasiyi haklı çıkaracak bir ideoloji ya da din inşa etmeleridir.
obaların ve kabilelerin zaten kör inançları vardı, çağdaş kurumsal dinlerin de var. ama obaların ve kabilelerin kör inançları merkezi otoritenin, zenginliğin el değiştirmesinin ya da akraba olmayan insanlar arasında barışı korumanın haklı gerekçesini sağlamaya hizmet etmiyordu. kör inançlar bu işlevleri kazandığı ve kurumlaştığı zaman din dediğimiz şeye dönüştüler.
hawaii şefleri başka yerlerdeki şeflerin tipik örneğiydi. tanrı olduklarını, tanrıdan geldiklerini ya da hiç değilse tanrıyla doğrudan ilişki kurduklarını iddia ediyorlardı. şef halk adına tanrılarla ilişki kurarak çok yağmur yağdırmak, iyi ürün almak, bol balık yakalamak için gerekli tören kurallarını halka vererek hizmet ettiğini iddia ediyordu.
kurumsallaşmış din, zenginliğin kleptokratlara aktarılmasını haklı gösterirken merkezileşmiş toplumlara iki önemli yarar sağlar:
birincisi, ortak ideoloji ya da din, birbiriyle akraba olmayan insanların birbirlerini öldürmeden bir arada yaşayabilmesi sorununu çözer: akrabalığa dayanmayan bir bağla onları birbirlerine bağlayarak.
ikincisi, insanların başka insanlar adına hayatlarını feda etmeleri için kendi genetik öz çıkarları dışında gerekli güdüyü sağlar. çarpışmalarda asker olarak ölen birkaç toplum üyesi pahasına bütün toplum başka toplumları yenilgiye uğratmak ya da saldırılara karşı direnmek için canını dişine takar.
* kleptokrasi, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir ve kısaca "hırsızlar rejimi" anlamına gelir. [wikipedia]