thomas bernhard
ömrüm boyunca, akademik unvanların tümünden ve onları taşıyanlardan nefret ettim. bana göre her şeyden daha iğrençler. "üniversite profesörü" sözünü duyduğum anda midem bulanır. böylesi bir unvanın çoğunlukla çok olağanüstü bir budalalığın kanıtı olduğu söylenebilir. böyle bir unvan kulağa ne kadar korkunç geliyorsa, bu onu taşıyanın o kadar büyük bir budala olduğunu gösterir.
öğretmenler bana her zaman "hazır ol"un ve donuna kadar disiplin altına alınmış bir aptallığın timsali olarak görünmüşlerdir. üstelik bir de büyük iddiaları olan, kamuya zararlı bir gülünçlüğün timsali. çünkü öğretmenlerin, öteki bütün iddiaların ötesinde büyük iddiaları vardır. öğretmen bütün bir kuşağın sözcüsüdür.
öğretmenler gerçekte, evlerinde karılarına karşı açığa vuramadıkları sapıkça heveslerini öğrencilerine karşı açığa vuran kompleksli riyakarlardır. öğretmenler, aydın denilenler arasında en tehlikeli ve en alçak olanlardır. hainlik söz konusu olduğunda onlar hakimlerden asla aşağı kalmazlar; ki hakimlerin hepsi de toplumun en alt düzeylerindendir. öğretmenler ve hakimler devletin en hain hizmetkarlarıdır. hiçbir öğretmene ve hakime güvenilmez; onlar talihsiz bir biçimde darmadağın olmuş yaşamlarına duydukları intikam arzusu ve iğrenç bir şımarıklıkla, her gün ellerine düşen insanların çoğunu mahvederler, hiç gözlerini kırpmadan ve insafsızca; üstelik de bunu yaptıkları için maaş alırlar. öğretmenlerin tarafsızlığı, hakimlerinki gibi adi, ikiyüzlü bir yalandır.