her şeyde biraz büyü vardır
dünyanın kuruluşundan kalan
bazı şarkılar sokakların güneşli taraflarını anlatır
bazıları karanlıkları bizim için turlarken
herkes payına düşeni alır
ya da fazlasını kaderin verdiğinden
gitarın kahraman olduğu şarkılar
erkeklerin yarasını andırır istemeden
yüzü uzağa benzeyenler için
her başlangıç büyü ister
dünyanın işaretlerinden
kimileri bunun için gitar kanatır
pembe örümceğin tellerinden
hafıza kendini tazeler yaşarken eksilttiği tutanaklardan
aydınlık bir kötümserlikle
ilkin kendiyle başa çıkabilir insan
sonra dünyaya katlandığı yerden
incelir
dua etmek ister
tek bir kelime bile kullanmadan
beş yıldızlı gecede pembe örümcek
her seferinde kırk bir adım bırakan
birkaç sayfası yanmış kitabı
her seferinde yeni ateşlerle onaran
tek bir harf bile kullanmadan
ses duvarları nasıl aşılabilir
susturulmaya çalışılan fikirlerle
bütün göstergelerle titreşirken içimizdeki ibre
gözlerinde likit korku
gücünü sıvılaştıran
tehlike anı için çalan kırmızıyı
kan gibi uyuşturan
kırk bir adım sonra kanatlanan
pembe örümcek
simgelerin özel pistine inmek için
tek bir hava koridorunu bile kullanmadan
her şeyde biraz büyü vardır
dünyanın kaldığı yerden
her seferinde yeniden başlayan
ılık bir yaz akşamında pembe örümcek
sessiz, sakin, uysal
gitarın tellerinde dolaşan