emre kongar
tarih boyunca din, mezhep, ırk ve milliyet kimlikleri, çoğunluğun zulmüne yol açmıştır. bütün dünyada, bütün ülkelerde bu böyledir. savaşlar da bu çizgilerde yapılmıştır, barış zamanındaki baskılar da. zulümlerin en korkuncu çoğunluk tarafından desteklenendir. çünkü ondan kaçacak yer yoktur.
kin, nefret ve intikam duyguları üzerinde demokrasi değil ancak faşizm yükselir. bir ülkenin yöneticisi, başkanı, başbakanı, lideri, kendi kişisel öfkesini, kin ve nefretini yönettiği ülkenin idari, adli ve mali mekanizmasına yansıttığı zaman o ülke artık yaşanmaz hale gelir. çünkü bütün mekanizmalar ve görevliler bundan etkilenir, devlet adeta bir insanın öfkesine, kin ve nefretine teslim olur.
temel sapıtma, "madem seçim kazanarak iktidara geldim; o halde her yaptığım meşrudur" anlayışının topluma dayatılmasıdır. bir iktidar, kendisini denetleyecek ve frenleyecek olan adalet mekanizmasını, anayasal denetim kurumlarını ve kurallarını önceden egemenliği altına almışsa bu saptırma ve dayatma çok daha kolay olur. her türlü antidemokratik uygulamasını, seçilmiş olma gerekçesiyle topluma dayatabilir.
bazı cinayetlerin mevcut yasalara uygun olarak işlenmiş olması, onların cinayet olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.