
din, insanların günlük yaşayışını egemenlik altında bulunduran dış güçlerin, onların kafalarındaki düşlemsel yansımalarından, dünyasal güçlerin içinde dünyaüstü güçler biçimine büründükleri bir yansımadan başka bir şey değildir.
"özgür toplumda tapınış olamaz; çünkü üyelerinin her biri, doğanın arkasında ya da üstünde, kurban ya da dua yoluyla etkili olunabilecek varlıklar bulunduğu ilkel ve çocuksu kuruntusunu aşmıştır. öyleyse, doğru olarak anlaşılmış bir sosyalite sisteminin, kiliseye değin tüm gözbağcılık aygıtını ve bunun sonucu bellibaşlı bütün din ögelerini ortadan kaldırması gerekir."