sülün osman
benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. 10 tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. kuyumcunun kapısındayız ve dükkan kapalı. karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. hakiki olsalar bileziklerin fiyatı 1000 lira. diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. paranın gerisi umrumda değil; yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın. adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri 1000 liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. o arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. telaşlanıyor adam kazanç imkanı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, ben de kayboluyorum ortalıktan. adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince "dolandırıldım" diye karakola gidiyor. ben aranıyorum. demiyorlar ki ona, "be adam, 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı?" diye. gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.
via avni özgürel