1.11.2016

şiir

ilhan berk

en yaşlı sudur, der ya thales, en yaşlı şiirdir.

şiirde vurucu olan ilk anda imgenin görsel olanıdır; ama asıl vurucu imge, duyuran, sezdiren imgedir.

resim gibi şiir de bir yapı sanatıdır.

bütün iyi şiirler gösterişsiz, alçak gönüllü yapılara benzerler. bilgiçlik taslamazlar, büyüklüklerini gizlerler sanki. nice yollar tepip gelmişlerdir, alçak gönüllülüğü bunun için elden bırakmazlar.

şiir her zaman iktidardadır.

gecedir şiir.
kapalı odalarda görür işini.
kara kitaplar okur.

şiirin geleceği şimdinin sonsuzluğundadır.

kur'an, onca şiir yüküne karşın, korku kitabıdır sanki. cehennem ikide bir önümüze sürülür. bağışlamaya da pek yer verilmez. ya tenin kayganlığı? o hiç bilinmek istenmez.

şiir morg odalarından çıkmaz.

her şiirde "dünyanın yaşamından bir an'ı" görürüz.

ertelemez şiir.

"insan bir resmi tıpkı bir cinayet işler gibi işlemeli." der ya degas; bu, şiir için de böyledir.

dize her şeydir.

dünya sözcüklerden başka bir şey değildir.

şiir insanların, kabaran suların, çiçeklerin, soluk evlerin, bırakılmış tarlaların, yorgun buğdayın, çalışkan suların, kederli nehirlerin, kuru duvarın, sevdanın, firavun arabalarının, yahya'nın deve tüyünden esvabının, bağlar üzerinde dolaşan muştucunun, ham ipeğin kucağında doğar. ağzı da dölyatağındadır. orda çöreklenir.

şiir, varlığını sözcüklerin unutulmasıyla kazanır.

bir şiirin tarihi dilin tarihidir.

şiir çocukluğumuzdur.