alberto manguel
on altıncı yüzyılda, daha çok latifi adıyla bilinen osmanlı şairi abdüllatif çelebi kütüphanesindeki her bir kitap için şöyle demişti: "bütün dertleri def eden hakiki ve müşfik dost."
bilgi biriktirmek bilmek değildir.
jorge luis borges: bir romanın temasını hayal etmek neşeli bir iştir; oturup onu gerçekten kaleme almaksa abartıdan başka bir şey değil.
her okur belli bir kitaba bir miktar ölümsüzlük getirmek için vardır. okuma bir bakıma yeniden doğum ritüelidir.
joseph brodsky: bellekle sanatın ortak yanı, seçme becerisi ve ayrıntıdan tat almaktır.
her kütüphane hem kucaklar hem reddeder. her kütüphane tanımı gereği tercih sonucudur ve alanını sınırlaması gerekir. her tercih de bir başkasını dışlar, yapılmayan tercih olur. okuma eylemi sonsuz bir sansür eylemiyle koşut gider.
"geometri bilmeyeni içeri almayın." (atina akademisi'nin platon kapısındaki yazı)
her kütüphane başlı başına bir özyaşamöyküsüdür.
nazizmin yükselişinden kısa bir süre sonra walter benjamin, "homeros'un devrinde olimpos tanrıları için düşünme nesnesi olan insanlık şimdi kendi için öyle olmuştur. kendine yabancılaşması öyle bir noktaya ulaşmıştır ki kendi yıkımını birinci dereceden estetik zevk olarak yaşayabilir." demiştir.