sadık hidayet
yalnızca ölüm yalan söylemez. ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. hayatın derinliklerinden seslenir, yanına çağırır bizi. ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni, ölümün seslenişini duymuş olmamızdır. ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çağırır bizi. her birimiz ansızın, sebepsiz, düşüncelere dalmıyor muyuz; bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı, mekanı fark etmez olmuyor muyuz? insan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır. bu da bir sesidir ölümün. ölüm ki geçer gider, bütün düşünceleri paramparça eder, en ufak bir dönüş ümidi bile bırakmaz geride.
ölüm ki geçer gider, bütün düşünceleri paramparça eder, en ufak bir dönüş ümidi bile bırakmaz geride.