milan kundera
büyük bir masanın başında, yoldaşlarla çevrelenmiş olarak oturan stalin, kalinin'e döndü: "inan bana dostum, ünlü immanuel kant'ın şehrinin isminin sonsuza dek kaliningrad kalacağına benim de hiç şüphem yok. doğduğu şehrin isim babası olarak, kant'ın en önemli görüşünün ne olduğunu anlatabilir misin bize?"
kalinin'in hiçbir fikri yoktu. yoldaşlarının cehaletinden usanan stalin soruya kendi cevap verdi.
"yoldaşlar, kant'ın en önemli görüşü, 'kendinde şey'dir, buna almancada 'ding an sich' denir. kant, görünüşlerimizin ardında nesnel, bununla birlikte gerçek bir şey, bir 'ding' olduğunu düşünüyordu. ama bu görüş yanlıştır. görünüşlerimizin ardında gerçek hiçbir şey, hiçbir 'kendinde şey', hiçbir 'ding an sich' yoktur."
hepsi kendinden geçmiş, onu dinliyordu; stalin devam etti: "hakikate en yakın olan schopenhauer'dı. schopenhauer'ın en önemli görüşü neydi yoldaşlar?"
hepsi mümeyyizin alaycı bakışlarından kaçıyordu, meşhur alışkanlığı gereği stalin soruya kendisi cevap verdi:
"schopenhauer'ın en önemli görüşü, yoldaşlar, dünyanın, görünüş ve iradeden ibaret olduğuydu. bu da, gördüğümüz haliyle dünyanın ardında nesnel hiçbir şey, hiçbir 'ding an sich' olmadığı, bu görünüşü var etmek, onu gerçek kılmak için bir iradenin, onu dayatacak çok büyük bir iradenin olması gerektiği anlamına gelir."
jdanov çekinerek itiraz etti: "bir görünüş olarak dünya mı josef? bizi hayatın boyunca, bunun burjuva sınıfının idealist felsefesinin bir yalanı olduğunu ileri sürmeye zorladın!"
stalin: "bir iradenin temel özelliği nedir yoldaş jdanov?"
jdanov sustu, stalin cevap verdi: "özgürlüğü. istediğini ileri sürebilir. geç bunu. doğru soru şu: dünyanın gezegendeki insan sayısı kadar görünüşü var, bu da kaçınılmaz olarak kaosa yol açıyor; bu kaos nasıl düzene sokulur? cevap açık: herkese tek bir görünüş dayatarak. bu da ancak, bir tek büyük iradenin, bütün iradelerin üzerindeki bir iradenin dayatmasıyla olur. ben de, gücüm yettiğince bunu yaptım işte. ve sizi temin ederim, büyük bir iradenin etkisi altında, insanlar sonunda neye olsa inanırlar! neye olsa, yoldaşlar!"
stalin, sesinde bir mutlulukla güldü.