goethe
bizim en mutlu olduğumuz anlar, tanrı'nın bizi sevimli bir deliliğin içine sürüklediği anlardır.
her yerde yararlı olmanın yolunu arayın, hiçbir yerde yabancı olmazsınız.
yaşamın çiçekleri yalnızca görünüştür. bu çiçeklerin çoğu hiçbir iz bırakmadan gelip geçer, pek azı meyve verir, bu meyvelerden de pek azı olgunlaşır.
davranış, herkesin kendi yüzünü gösterdiği bir aynadır.
dünyanın bütün işleri sonuçta aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiçbir tutkusu ya da bir gereksinimi olmaksızın; para, şan, şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri, her zaman bir budaladır.
dünyayı dolaştıkça görürüz ki insan kölelik için doğmuştur.
insan soyu tek bir kalıptan çıkmadır. çoğu, yaşayabilmek için günlerinin büyük bir bölümünü çalışarak geçirir ve özgürlük olarak arta kalan zaman onları o kadar kaygılandırır ki, ondan kurtulmak için denemedik şey bırakmazlar.
hiç kimse sanmasın ki gençliğin ilk izlenimlerini aşabilecektir.
sohbet her yerde yanılgıların değiş tokuşundan ve sınırlı özelliklerin çemberinden başka bir şey değildir.
hiç kimse, affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.
her keyifsizlik bir doğum, yalnızlığın bir çocuğudur; buna boyun eğen her çatışmadan kaçar; neşeli bir topluluktan daha muhalif ne olabilir?
bilgi arttıkça huzursuzluk da artar.
gerek fiziksel, gerek toplumsal yaşantımız, gelenekler, alışkanlıklar, deneyimler, felsefe, din, hatta tesadüfen gelişen bazı olaylar bile, hepsi bize şunu der: feragat edin.
eğer dünyanın bütün bilgeliği tanrı katında bir delilikse, yetmiş yaşına gelmeye hiç değmez.